Ne güzel
böl-parçala-yönet taktiklerine geliyoruz! Ne güzel inatlaşıyoruz, ne güzel
anlaşamıyoruz, ne güzel paylaşamıyoruz! Bu ortamda bana göre tek kazanan var: O
da bizim ülkemiz dışında herkes! Ne güzel..
Genç Bir İşadamına - Emre YILMAZ okuduğum ve kendimce olumsuz ya da eleştirebilecek bir şey bulamadığım hatta bazı bölümlerde de beni kendimden utandırabilen ender kitaplardan biri oldu. Alırken iş hayatına dair bazı tavsiyeler bulacağımı düşünüyordum. Aradığımı buldum ama tokat gibi tavsiyeler buldum Siyaset, ekonomi, felsefeyle ilgilenenler için tavsiye edebileceğim bir kitap. Bir kaç hoşuma giden cümleleri: kadınlar - ilişkiler bölümlerinden "Erkeğin orospusuna çapkın, kadının çapkınına orospu denen bir toplumda yaşıyoruz." "Ne garip, bir araba çalmak hapislik suçtur da, birinin (hele sevgilim dediğin) yıllarını çalmak suç değildir. Neden? Ç ünkü kanunları, aldatılan hassas sevgililer değil, mülk sahipleri koymuştur. " Düşünce özgürlüğü, Kürtler ve İslamcılık bölümleri hem çok uzun olduğu hem de böyle kopyala - yapıştır yapmak ayıp olacağı için paylaşmıyorum ama mutlaka okuyun derim. 1994'te yazılan bazı tahminlerin sonuç...
Artık son günlerimi yaşadığımı düşünüyorum gençliğimin.. Artık sorumluluklarımı alıp, düzenimi kurma vakti. Bugüne kadar hep kaçtım. Yaşa göre kazık kadar oldum ama ruhum büyümeyen çocuk gibiydi. İtina ile gezdim, tozdum, oynadım ve yattım ama yumurta iyice kapıya dayandı. Şu dönemde hayatımın gidişatını belirleyecek şeylerden biri olan sınavlara hazırlanmam gerekli askere gitmeden önce. Kpss, kpds, üds, ales, vs vs ne kadar abidik gubidik sınavlara girip iyi notlar almam gerekli askerden sonra iyi birşeyler yapabilmem için. Ama her zamanki gibi tembelliğim, arkadaşlarımla birşeyler yapma isteği ve oyun manyaklığım bu sınavlar için ders çalışmama engel oluyor. Ya zaten en çok oyun manyaklığım mahvetti beni :) Hayal alemine daldım mı çıkamıyorum veya çıkmak istemiyorum bir türlü :) Şu oyunlara ayırdığım zamanı biraz derslere ayırsaydım çoktan çok iyi bir yerlere gelmiştim :) Ama pişman değilim. Çok keyifliydi. Gene olsa gene yaparım :) Ama artık mecburiyetler, sorumluluklar ...
Son zamanlarda şöyle bir düşünce oluşmaya başladı bende: Beni ekleyenlerin çoğu haliyle RaistLin'i tanıyanlar ve fantastik dünyayı sevenler olmuş. Sanırım bloguma bakarken ki beklenti de fantastik dünya, hikayeler veya RaistLin ile ilgili bilgiler olacağı yönünde. Ama gel gör ki ben sadece sevdiğim RaistLin ismini kullanarak kendi kafamdan geçenleri, yaşadıklarımı anlatıyorum çoğu zaman :) Evet, fantastik dünyayı çok seviyorum; takip ediyorum; hatta kendimce içinde yaşıyorum ama o dünya ile ilgili bir şeyler yazamıyorum. Daha doğrusu yazmak istiyorum ama şu sıralar kendi dertlerimden dolayı yazmaya fırsatım olmuyor :( Fırsatım olsa da taslak durumunda olan bir iki amatör fantastik hikayemi yazıya dökebilsem, saatlerce RaistLin, ejderha mızrağı destanı, ölüm kapısı serisi, Salvatore, yüzüklerin efendisi, taht oyunları, animeler, mangalar, online oyunlar hakkında saatlerce konuşabilsem.. Peki kim bu RaistLin? Fantastik dünyanın en iyi karakterlerinden biri,...