Kayıtlar

2016 hesabını kapatıyoruz :)

Bu yıl sanırım benım ıcın farklılıklar, degısık tecrubeler ve duygular yılı oldu sanırım. Dalgalı bir seneydi. Gecen senenin bu zamanlarından Şubat'a kadar Cadı vardı hayatımda. Yeni bir karakter, yeni bir ilişki tecrubesi oldu benım ıcın. Ankara - Silivri hattı olusturmustum o zamanlarda. Onu benım ıcın en ıyı tanımlayacak kelime arıza sanırım. Gerçi bu onun kendi tarzı mıydı, yoksa bana özel miydi? komplo teorilerim var. Ama hissettirdiği arıza olusuydu. Onu ayrı bır hıkayede anlatmaya calısacagım. Şubat'tan Ramazan Bayramına kadar iş yasantısının içinde boguldum. Gerci bu surecın asıl bası Kasım'da mudurumun ızne ayrılmasıyla baslıyor, ama asıl beni yoran, perısan eden kısmı subat hazıran arasıydı sanırım. 1. bölumde cok onemlı bır calısmayı hazırladık, teslim ettik, oh bitti derken bır calısma daha hazırlanması ıstendı bızden. bır yandan bu calısmaların hazırlanması, bır yandan onemlı toplantılara hazırlanmalar ve bunların gergınlıklerı bıtırdı benı resmen. Isler

Kendime not

   Ey Raist! Şu .oktan dünyada zaman zaman karsına .oktan insanlar cıkacak ve yok artık bu kadarı da olamaz diyecegin durumlarla karsılacaksın. Bu gibi durumlarda imdat frenini cek, kendi bildiginden sasma! Hicbirseyin senden onemlı olmadıgını unutma! Bu mesajı oku, sacmalamaya devam et ve gulumse :D

Genç Bir İş Adamına - Emre YILMAZ

   Genç Bir İşadamına - Emre YILMAZ okuduğum ve kendimce olumsuz  ya da eleştirebilecek bir şey bulamadığım hatta bazı bölümlerde de beni kendimden utandırabilen ender kitaplardan biri oldu. Alırken iş hayatına dair bazı tavsiyeler bulacağımı düşünüyordum. Aradığımı buldum ama tokat gibi tavsiyeler buldum   Siyaset, ekonomi, felsefeyle ilgilenenler için tavsiye edebileceğim bir kitap.  Bir kaç hoşuma giden cümleleri: kadınlar - ilişkiler bölümlerinden "Erkeğin orospusuna çapkın, kadının çapkınına orospu denen bir toplumda yaşıyoruz." "Ne garip, bir araba çalmak hapislik suçtur da, birinin (hele sevgilim dediğin) yıllarını çalmak suç değildir. Neden?  Ç ünkü kanunları, aldatılan hassas sevgililer değil, mülk sahipleri koymuştur. "     Düşünce özgürlüğü, Kürtler ve İslamcılık bölümleri hem çok uzun olduğu hem de böyle kopyala - yapıştır yapmak ayıp olacağı için paylaşmıyorum ama mutlaka okuyun derim. 1994'te yazılan bazı tahminlerin sonuçlarını bugün görmek ilgin

Gece Yarısından Önce

   Aslında sıradaki yazı askerlik yazılarımın devamı olacaktı. Ama bugün bir film tanıtımı gördüm; gözlerime inanamadım! En sevdiğim filmlerden olan "Gün Doğmadan" ve "Gün Batmadan" filmlerini üçüncüsü sinemada oynuyormuş! Çok şaşırdım! Açıkçası bir devam filmi daha beklemiyordum ve çekimleriyle ilgili falanda hiç haber görmemiştim bu zamana kadar.    Birincisini izleyip bitirdiğimde çok tatlı bir film demiştim kendi kendime. Bir yandan beraber Avusturya'yı gezerken bir yandan da ilişkiler üzerine muhabbetlerini dinlemek çok hoştu :) Sonu da çok ilginçti. Acaba ne olmuştur ilerde diye düşünmeden edemiyorsunuz ve bu merakınızı ikinci film gideriyor :) En başta söylim hiç tahmin etmediğim gibi ilerliyor :) bu sefer de Fransa'da geziyoruz. Hem neler olduğunu öğreniyoruz, hem de ilişkiler üzerine muhabbetimize kaldığımız yerden devam ediyoruz. Birincisinde genç aşıklarken ve muhabbetler bunun üzerinden devam ederken, ikinci filmde biraz daha olgunlaşmışlar :) B

Ne Güzel!

   Ne güzel böl-parçala-yönet taktiklerine geliyoruz! Ne güzel inatlaşıyoruz, ne güzel anlaşamıyoruz, ne güzel paylaşamıyoruz! Bu ortamda bana göre tek kazanan var: O da bizim ülkemiz dışında herkes! Ne güzel..

Kısa Bir Ara

   Askerlik görevim nedeniyle 6 ay kadar tüm dünyadan ve haliyle blog dünyasından uzak kalacağım. Bugüne kadar burada benim karalamalarımı takip eden arkadaşlarıma, sevdiklerime teşekkür ederim. Herkes kendine iyi baksın :) bir aksilik çıkmazsa hazirandan sonra tekrar görüşmek dileğiyle..

Çelişkiler 2

   Bir vahim durum daha var ki o da bir şey bildiklerini sananlar.. Aldıkları cacık eğitimle veya birilerinin torpiliyle bir yere gelmekle veya birilerinden (abilerinden, hocalarından (!)) duyduklarıyla her konuda söz söyleme hakkına sahip olduğunu sanırlar.    Üzüldüğüm şey şu savunulan bilgi  ya da düşüncenin incelenmeden savunulmaya çalışması. Kaldı ki şu zamanda her türlü yolla bilgi kirliliği yaşandığını veya bilgilerin taraflı hale geldiğini düşünüyorum. Böyle bir zamanda bilginin iki hatta daha fazla kez incelenmesi gerekiyor bana göre Ama gel gör ki çoğu kez kopyala - yapıştır düşüncelerle karşılaşıyorum artık. Bazen soruyorum karşımdakine "İyi, güzel söylüyorsun da neye dayanarak bunları söyleyebiliyorsun?" Şu zamana kadar hiç tatminkar cevap aldığımı söyleyemem :) veya aldığım cevap en fazla "şu kişi dedi ki.." oluyor. "Gerçekten çok sağlam kaynaklarmış" diyorum bende içimden :)    Kendimce bu durumun genele yayılmaya başladığını düşünüyoru